Giriş

Vezirköprü; dört mevsim kurumayan akarsuları, onlarca yaylayı içinde barındıran Tavşan Dağı ve Kunduz Dağı, Kalkolitik Çağ, Hititler, Frigler, Pontuslar, Roma, Bizans ve Selçuklular’a ait tarihi eserleri, hasat sonu festivalleri, temelleri Osmanlı’da atılmış sivil mimari örnekleri ve Köprülüler dönemi yapıları, dağlar içerisine gizlenmiş derin kanyonları, Altınkaya Barajı ile turistik açıdan keşfedilmeyi bekleyen önemli bir potansiyele sahiptir.   

Konumu ve Coğrafi Özellikleri

Vezirköprü, Orta Karadeniz Bölümü'nde, Kuzey Anadolu Dağları'nın ilk sırası ile ikinci sırasının arasında Aşağı Kızılırmak vadisinde kıyıardı olarak adlandırılan kesimde yer almaktadır. Doğusunda Canik Dağları, batısında Küre ve İsfendiyar Dağları bulunmaktasdır.

Samsun’un, yüzölçümü açısından (1.713 km2) en büyük ilçesi olan Vezirköprü’nün Karadeniz’e kıyısı yoktur. Karadeniz kıyılarına kuş uçuşu 55 km uzaklıktadır.

35º 01’-35º 48’ doğu boylamları ile 41º 00’- 41º 19’ kuzey enlemleri arasında yer alır. Doğusunda Havza, batısında Sinop’un Saraydüzü ve Çorum’un Osmancık  ilçeleri, güneyinde Amasya’nın Gümüşhacıköy ve Merzifon ilçeleri, kuzeyinde Sinop’un Durağan, Samsun’un Alaçam ve Bafra ilçeleri ile çevrilidir.

Yüzey Şekilleri

İlçe merkezinin denizden yüksekliği 340 metredir ve dağlarla çevrili bir çanağın içindedir. Çanağın tabanını oluşturan Vezirköprü Ovası İncesu, İnkaya, Örencik, Avdan, Adatepe, Yağınözü köylerini içine alan geniş bir sahayı kapsamaktadır.

Ovanın kuzeyinde yer alan ve Karadenizin kıyısı boyunca uzanan Kuzey Anadolu Dağları’nın ilk sırasını oluşturan yükseltilerin en önemlileri Dedem Tepesi (1162 m.), Hamurcu tepesi (1111 m.), Yund Dağı (1194 m.), Sıralı Dağı (1162 m.) dır.1000 metrenin altına düşmeyen bu doruklar aynı zamanda Vezirköprü’yü kuzeyinde yer alan Bafra ilçesinden ayıran doğal sınırlardır.

Ovanın güneyinde yer alan Tavşan Dağı 1900 metreyi bulan yüksekliği ile Amasya’nın Merzifon ilçesini Vezirköprü’den ayıran doğal sınırı oluşturur. Tavşan Dağı’nın batıya doğru devamı niteliğindeki Dip Dağı (1479 metre) ve devamında ise Kunduz Dağı (1791 metre) yer alır.

Akarsuları

En önemli akarsuyu Kızılırmak’tır. Sivas’taki Kızıldağ'dan doğup, İç Anadolu’da büyük bir yay çizdikten sonra Vezirköprü'de Samsun il sınırları içine giren Kızılırmak ilçenin batı-güneybatı sınırını çizer ve Bafra’ya geçerek Karadeniz'e dökülür. En fazla suyu nisan- temmuz arasında taşır. Sonbaharda ise suları oldukça azalır. Kızılırmak Nehri’nin Vezirköprü içindeki bölümü, kuzeydeki Bafra ilçesi sınırlarında Altınkaya Barajı ile kesintiye uğradığından büyük bir baraj gölü oluşmuştur.

İlçedeki diğer akarsuların hepsinin suları Kızılırmağa katılır.

Batıda Çaldağ’dan doğan Kürtler ve Kunduz Dağı’ndan doğan Gölçayı ile Tavşan Dağlarından gelen Istavloz çayı önemli akarsularıdır.

Istavloz Çayı Tavşan Dağlarından doğduktan sonra, Varadoy Kanyonu ve Kayalı Boğazı gibi sarp ve dar kanyonlar içinde yol alır, Uluçay ve Esenli Çayı gibi akarsularla birleşir ve Akçay adını alarak Altınkaya Baraj Gölüne dökülür.

İklim

Vezirköprü yöresi iklim bakımından kış mevsiminde ne kıyı kuşağı kadar ılıman, ne de iç kesimler kadar soğuktur. Yazları ise, ne kıyı kesimi kadar nemli ne de iç kesimler kadar kurak-sıcaktır. Bu açıdan Vezirköprü’nün iklim tipi kışları kıyı ile iç kesimler arasında bir geçiş iklimi özelliğindedir.

Vezirköprü’nün güneyindeki yüksek kesimlerde kış ayları yağışlı ve soğuk; yaz ayları ise az yağışlı ve serin geçer. Vezirköprü’nün kuzey kesimlerinde kış aylarının yağışlı (yağış çoğunlukla kar şeklinde-karın uzun süre yerde kalmadığı) ve soğuk; buna karşın yaz aylarının sıcak ve az yağışlı bir iklim özelliği gösterdiği görülür.

Bitki Örtüsü

400 metrenin üzrindeki yüksek kesimlerde gür bitki toplulukları ve ormanlar yer alır. Kızılçam, meşe, gürgen ve kayın ağaçlarından oluşan ormanlar Kunduz ve Tavşan Dağlarında yoğunlaşır. Daha alçak yerlerde ise çalılıklar ve fundalıklara rastlanılmaktadır.

Yeraltısuyu kaynakları açısından zengin olmayan ilçede, tarımda sulama amaçlı yapay göletlerin kullanımı yaygındır.

TARİH

Vezirköprü’nün tarihi Kalkolitik döneme kadar uzanır. Bölgenin verimli Kızılırmak havzasında yer alması,  zengin yerel su ağları ile örülü olması, yerleşim için uygun bir zemin oluşturmuştur.

Kalkolitik Döneme (M.Ö 5500 – M.Ö 3000 ) yani günümüzden 7.500 yıl öncesine ait izlere Vezirköprü ilçe merkezine çok yakın olan Adatepe’de rastlanmıştır. Yüzey araştırması yapılan birçok höyük ve tümülüsteki bulgular da Adatepe’deki verileri desteklemektedir.

Hititler (M.Ö. 2000 - M.Ö. 700) döneminde şimdiki ilçe merkezinin 8 km. kadar uzağına kurulmuş olan yerleşim merkezi Hititlerin bu bölgedeki varlıklarını ortaya koymaktadır. Oymaağaç Köyü’ndeki bu yerleşimde yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen veriler Hititlerin kutsal kenti Nerik'in burası olduğunu düşündürmektedir. Oymaağaç’ta yapılan kazılarda Karadeniz Bölgesi’nde ilk kez bulunan çivi yazılı tabletlerde “Nerik” sözcüklerine rastlanmıştır.  

Demir Çağının başlangıcıyla yıkılan Hitit Uygarlığından sonra yaşanan karanlık dönem sonunda M.Ö. 1200 yıllarında yöre Frigya hakimiyeti ve Paflagonya idaresine girmiştir. Daha sonra sırasıyla Kimmer, Lidya ve Pers-Pontus hakimiyeti yaşanmış ve sonunda Roma İmparatorluğu tüm Anadolu’ya hakim olmuştur. Roma dönemindeki adının Andrapa veya Neoclaudiopolis olduğu sanılmaktadır.

Vezirköprü MS 41-54 yılları arasında Roma İmparatoru olan Claudius tarafından planlı bir kent olarak inşa edilmiştir. Bu tarihlerden itibaren sürekli gelişen kent; İmparator Antoninus Pius döneminde en parlak günlerini yaşamıştır. Roma İmparatorluğunun M.S 385 yılında Doğu ve Batı diye ayrılmasıyla Bizans toprağı olan Vezirköprü, Roma dönemindeki görkemini bir süre daha sürdürmüştür.

Büyük Selçuklu Devleti ve Bizanslılar arasında geçen mücadeleler       sırasında tekrar yıkıma uğrayan şehir Malazgirt muharebesinden sonra     Danişmendlilerin eline geçmiş, Selçuklu Sultanı Mesud’un şehri Danişmendliler’den almasından sonra Sultan Mesud tarafından 1160 yılında Gedegra adıyla yeniden inşa edilmiştir.     

1695 yıllarındaki Celali isyanları sırasında sık sık baskına uğramış ve yağmalanmıştır. Bu nedenle kalelere sığınma ihtiyacı duyulmuş ve şehrin bugünkü ilçe merkezinin bulunduğu yerde Taşkale ve Toprakkale olmak üzere iki kale yapılmıştır. Günümüzde bu kale yıkıntıları üzerinde kurulan mahalleler aynı adlarla anılmaktadır.

Celali isyanlarından sonra Köprülü Mehmet Paşa ilçedeki yıkılmış yapıları tamir ettirmiş ve yeni eserler yaptırmıştır. İskelet olarak ilçenin bugünkü hali o zamandan kalmadır. İdari bakımdan Sivas Beyler Beyliğine bağlı Amasya Mutassarrıflığı içinde olan Vezirköprü; 1925 yılına kadar Amasya'ya bağlı bir ilçe iken 1925 yılında Samsun iline bağlanmıştır. Mehmet Paşa Sadareti zamanında da Vezirköprüsü adını almıştır. Bugün daha kısaltılmış olarak Vezirköprü adı kullanılmaktadır.

Ulaşım ve genel bilgiler

Vezirköprü’nün diğer merkezlere ulaşımı karayolu ile sağlanmaktadır. Anadolu’yu Karadeniz’e, Samsun’a bağlayan yol üzerindeki Havza’dan batıya doğru 30 km gidilerek Vezirköprü’ye ulaşılmaktadır. Ayrıca Sinop ve Kastamonu yönünden de karayolu ile bağlantısı bulunmaktadır.

Vezirköprü’ye Samsun - Çarşamba veya Amasya - Merzifon Havaalanına kadar uçakla gelerek, daha sonra da karayoluyla ulaşmak da ayrı bir seçenektir.

İlçe künyesi

Plaka            : 55

Telefon kodu        : 362

Nüfus (toplam)        : 105.447 (2010)

Nüfus (ilçe merkezi)    :   27.234 (2010)

Yüzölçümü        : 1713 km²

Yerleşim merkezleri    : 2 belde (Göl ve Narlı), 137 köy

Bazı merkezlere ve Havaalanlarına uzaklığı

Havza’ya      30 km

Merzifon’a      50 km

Samsun’a     115 km

Ankara’ya    350 km

İstanbul’a    650 km

Samsun-Çarşamba Havaalanı’na        135 km

Amasya-Merzifon Havaalanı’na          50 km

Konaklama:

Vezir Otel (**)

İlçe merkezindedir. Vezirköprü’deki tek oteldir.

Adres:    Cumhuriyet Meydanı Karşısı Vezirköprü / SAMSUN

Tel:    0 362 647 33 64

Fax:    0 362 647 18 49

www.vezirotel.com

Taşhan

Vezirköprü belediyesi tarafından işletilen tarihi bir yapıdır.

İlçe merkezinde son Osmanlı dönemine ait tarihi hanın restore edilmesiyle otele çevrilen taş yapı. İçerisinde tarihi doku bozulmadan oluşturulmuş 20 oda ve 60 yatak bulunmaktadır. Alt katta hediyelik eşya satan dükkanların da bulunduğu handaki tüm odalar tuvalet ve banyoludur. Hana ait develiğin lokantaya çevrilmesiyle kahvaltı verilmekte, öğle ve akşam yemeğinin yanı sıra, yemekli davet ve toplantılar da düzenlenebilmektedir.  Telefonu: 0362 646 10 10

Öğretmenevi

İlçe merkezinde bulunan öğretmenevi 30 yataklı olup; isteyen herkese konaklama, kahvaltı ve öğle yemeği hizmeti vermektedir. Web adresi: vezirkopruogretmenevi.meb.k12.tr  telefonu: 0362 647 2411

Kamping Alanları

Kunduz Ormanlarında ve mesire alanlarında kamp yapılabilecek alanlar bulunmaktadır.

Soğuksu Kamp Alanı: Kunduz Ovacık Orman İşletmesi tesislerine 500 metre mesafede bulunan özel bir işletmedir. Çadırlı kamp yapılabileceği gibi, günübirlik piknik ya da toplantılar düzenlenebilmektedir.

Vezirköprü’yü Gezerken

Vezirköprü’yü gezmeye ilçe merkezinde yer alan Osmanlı dönemi yapıları ve tarihi eserlerden başlamak en doğrusudur. Birbirine yakın olarak inşa edilmiş bu tarihi yapıları bölgeye has tarihi Vezirköprü evleriyle dolu sokaklar arasında yürüyerek rahatlıkla gezebilirsiniz.

İlçe merkezindeki yerleri gezerken iyi bir planlama yapmak gereklidir. Özellikle Vezirköprü’nün tarihi dokusunu yansıtan sokakları ve evleri gezerken, 350 yıl önce Vezirköprü’ye gelmiş olan ünlü gezgin Evliya Çelebi’nin Vezirköprü anlatımı ile örtüşen dokuyu içselleştirebilmek için Evliya Çelebi Seyahatnamesi Vezirköprü bölümünü okumakta fayda var.

İlçe Merkezindeki Tarihi ve Turistik Yerler

Bedesten ve Kervansaray

İlçe merkezindedir. Köprülü Mehmet Paşa'nın eşi Ayşe Hanım’ın babası Yusuf Ağa tarafından 1660 yılında yaptırılmıştır.

Yapının dört giriş kapısı ve içerisinde 110 dükkan bulunmaktadır. Ortada yer alan kervansaraya da devasa dört kapıdan girilir.  Dört kubbeyle örtülü muazzam bir yapıdır. Kubbeler duvarlara bitişik tuğla kemerlere oturtulmuştur. Kemerler, pandantifler(***) ve kubbeler düzgün tuğla örgüsüyle örülmüştür. Ana kubbeyi taşıyan tuğla kemerin ortada dayandığı bölümde içeri girinti yapan kare mekân, küçük kubbeyle örtülüdür.

Günümüzde çoğunlukla kasap, semaverci ve tenekeci esnafı tarafından kullanılır. Orta bölümde yer alan Kervansaray, Vezirköprü Belediyesi tarafından alınmış olup, yakın zamanda turizm amaçlı bir mekan haline getirilecektir.

Köprülüler dönemi yapımı olan Bedesten, 110 dükkânı ve devasa boyuttaki kervansarayıyla bir Kapalıçarşı gibidir. Küçücük dükkânlarında Vezirköprü semaverinin yapımını izleyebilir, günün her saatinde kendine özgü devinimi ve çekiç seslerinin eşliğinde Oymaağaç kebabını Vezirköprü semaverinde demlenmiş çay eşliğinde tadabilirsiniz.

Taşhan

Ortacami Mahallesi 100.Yıl Caddesi Taceddin Paşa sokağındadır. Eserin Geç Osmanlı döneminde yapıldığı bilinmektedir. İki katlı olarak inşa edilen Taşhan'da dolgu olarak taş malzeme kullanılmıştır.

Bir dönem geniş avlusu hayvan pazarı; han işlevi gören odaları ise depo olarak kullanılan Taşhan, 2007 yılında restore edilmiştir. İşlevini çoktan yitiren develiği lokantaya dönüştürülmüştür. Bugün 30 odalı 60 yataklı turistik otel olarak Vezirköprü Belediyesi tarafından işletilmektedir.

Fazıl Ahmet Paşa Medresesi (Taş Medrese)

Fazıl Ahmet Paşa Mahallesi’ndedir. 1661 yılında Fazıl Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Çatısı kurşunla kaplı iken 1877–78 Osmanlı-Rus savaşları sırasında kurşunları alınıp çatısı kiremitle örtülmüştür. 1943 depreminde çatlamalar olmuşsa da restore edilerek özgünlüğü korunmuştur. 1974 yılında kiremitle kaplı olan çatısı sökülerek bakır kaplama yapılmıştır. Yapının içinde ve dışında pembe Karacaviran taşı kullanılmıştır. Dilimli bakır kaplı kubbelerin aralarında tuğladan kare biçimli bacalar bulunmaktadır.

Basık kemerli kapıdan, medrese odalarının bulunduğu revaklı dikdörtgen avluya girilir. Kubbeli medrese odalarında ocak ve kitap rafları vardır. Kare planlı dershane-mescit kubbeyle örtülüdür. Kubbe kasnağındaki vitraylı pencereler sonradan yapılmıştır.

1964 yılına kadar çeşitli amaçlarla kullanılan Taş Medrese, bu tarihten sonra Kültür Bakanlığına bağlı Halk Kütüphanesi Müdürlüğü hizmet binası olarak kullanılmaya başlanmıştır.

CAMİLER

Çoğunluğu Osmanlı döneminde yapılan Vezirköprü camilerinin en özgünleri Tacettin Paşa ve Kale camileridir. İlçe merkezindeki kıvrımlı Vezirköprü sokaklarında karşınıza çıkıveren camiler, mimarileriyle Osmanlı döneminin en güzel örneklerindendir.

 

Taceddin Paşa Camisi (Kurşunlu Cami)

Çanaklı Mahallesi’ndedir. 1494 yılında yapılmıştır. 1943 depreminde tümüyle yıkılmıştır. Beş kubbeli son cemaat yeriyle 2 kubbeli ana mekandan oluşan özgün yapı, sonradan düz çatı ile örtülmüştür. Ana mekanın yanındaki kubbeli zaviyeler özgündür. Ana mekanla zaviyeler arasındaki kemerli açıklıklar kapatılmıştır. Cami kullanılamaz durumda olduğu için 1989-98 yılları arasında aslına uygun bir şekilde restore edilmiştir.                                                                      

Kale Camisi

Taşkale (Mehmet Paşa) Mahallesi’ndedir. 1659 yılında Köprülü Mehmet Paşa'nın eşi Ayşe Hanım tarafından yaptırılmıştır. Depremlerden fazla zarar görmediğinden özgünlüğünü koruyabilmiştir.

Son cemaat yeri 1945’den sonra camekanla kapatılmıştır. Ahşap kapının sağında minareye açılan bir kapı, solunda ise kadınlar mahfiline çıkan basamakların bulunduğu bir dehliz vardır. Kare planlı ana mekan, oldukça yüksek bir kasnağa oturan kubbeyle örtülüdür.

Kubbe kasnağındaki vitraylı üç pencere sonradan yapılmıştır. Kadınlar mahfili ana mekânın kuzeyindedir. yedi köşeli mihrap nişi mukarnaslıdır(*).

Yağlı boyalı mihrabın döşemesi altıgen ve yıldızlarla bezenmiştir. Kıvrık dal, baklava, çiçek bezemeli abanoz ağacından minber, geç dönem özelliğindedir. Kubbedeki kalem işleri orijinal değildir. Tek şerefeli silindir gövdeli minaresi depremde yıkıldığı için gerçeğine uygun şekilde yeniden yapılmıştır.

Yörgüç Paşa Camisi (Orta Cami)

Orta Cami Mahallesi Kırımlı sokaktadır. Yörgüç Paşa'nın 1431 tarihli vakıfnamesinden bu caminin masraflarını karşılayacak bir takım gelirler tayin ettiği anlaşılmaktadır. Depremde yıkılmıştır. Bugün yerinde 1944 yılında yaptırılmış olan ahşap çatılı, taş duvarlı  “Orta Cami” diye anılan cami mevcuttur. 2008 yılı başlarında restorasyon görmüştür.

Namazgah (Abdülgani) Camisi

Köprülü Mehmet Paşa tarafından XVII.yüzyılda yaptırılmıştır. Taşkale (Mehmet Paşa) Mahallesi - Gençlik Caddesi üzerinde bulunmaktadır. 1906 depreminde tamamen yıkılmış, sadece mihrap ve minberi kalmıştır. Yıkılan caminin arsası üzerine mahalle sakinleri tarafından 1915 yılında ahşap bir cami yaptırılmıştır.

HAMAMLAR

Vezirköprü hamamlarının ilçenin tarihsel ve mimari dokusu açısından önemi büyüktür. Şehir merkezindeki, Orta Hamam, Yeni Hamam, Kale Hamamı, Şifa Hamamı adlarıyla anılan hamamlara, Köprülüler döneminde yapıldıkları için yöre halkı “Köprüloğun Hamamı” der. Bu hamamların 2 tanesi günümüzde de kullanılmaktadır.

Çifte Hamam

Ganioğlu Mahallesi'nde Hacıköy Caddesi üzerindedir. 1660 yılında Köprülü Mehmet Paşa’nın eşi Ayşe Hanım tarafından vakfedildiği bilinmektedir. Bedestenin (arastanın) güney duvarına bitişiktir ve kare mekânla ayrılmıştır.

Günümüzde bir tarafı erkek, bir tarafı kadın hamamı olarak kullanılmaktadır. İkisinin de girişleri ayrıdır ve birbirine benzemektedir.

Giriş kapıslarının önüne içerisi görünmesin diye duvar örülmüştür. Kapıdan kubbeli soyunmalığa girilir. Ortasında sekizgen şadırvan bulunan soyunmalığın camekanlı bölümünde ayakkabı bulunan nişler vardır. Dikdörtgen planlı soğukluk, geniş bir kemerle kubbeli kare mekana ayrılmıştır. Sıcaklık ortada kubbeyle örtülü kare mekan ile haç planlı eyvandan oluşmaktadır. Kare mekanın ortasında sekizgen göbek taşı eyvanların arasındaki halvet odacıklarda ikişer kurna vardır.

Kale Hamamı

Mehmet Paşa Mahallesi’nde, Kale Cami’sine bitişiktir. 1659 yılında Köprülü Mehmet Paşa'nın eşi Ayşe Hanım tarafından yaptırılmıştır. Soyunmalık bölümündeki kubbesi dikkat çekicidir. Kesme taş ve tuğladan örülmüş kasnağın üstündeki kubbe, ters dizilmiş ve harçla dondurulmuş kiremitlerle örtülüdür. Sivri kemerli kapıdan, ortasında sekizgen şadırvanı bulunan soyunmalığa girilir. Soyunmalığı çeviren setlerin önünde ayakkabıların konulduğu nişler vardır. Soyunmalığın girişi beşik tonozlu, diğer bölüm ise kubbe ile örtülüdür. Sıcaklık, ortada kubbeli kare mekân ile haç planlı eyvanlardan oluşur. Eyvanlar arasındaki halvet odacıkları kubbelidir. 2007 yılında restorasyonu bitirilen Kale Hamamı kadınlar ve erkekler tarafından dönüşümlü olarak kullanılmaktadır.

VEZİRKÖPRÜ ÇEŞMELERİ

Vezirköprü’nün kentsel dokusunda çeşmeler önemli yer tutar. Eskiden hemen her sokağın kendine özgü çeşmesi bulunurdu. Çoğu kez geçmiş uygarlıkların kamu binalarında kullanılmış taşlarla süslenen çeşmeler, yapıldığı dönemin sosyal beğenisini yansıtırdı.

Kuşçular Köyü civarından getirilen suyla Köprülü Mehmet Paşa’nın kurdurduğu su şebekesinden, çeşmenin büyüklüğüne ve mahalle ya da sokağın nüfus yapısına göre “süyem” denilen birimlerle su hakkı alan çeşmeler zamanla önemini yitirmiştir. Yeni, modern su şebekesiyle suyun evlere kadar dağıtılması sonucunda çeşmelere su getiren eski su şebekesi kullanılamaz hale gelmiştir. Zamanla çeşmelerin bir çoğu yıkılıp yok olurken, bir kısmı da yapılan yeni binalar nedeniyle ortadan kalkmıştır. Günümüze çok azı ulaşabilmiştir.

Kurşunlu (Taceddin Paşa) Çeşmesi

Çanaklı Mahallesi Taceddin Sokağı’nda bulunmaktadır. Kurşunlu Camisi’nin avlu duvarına bitişiktir. Çeşmenin yuvarlak kemerli ayna taşı ve yalak taşı bulunmaktadır. Geç Osmanlı döneminde XIX.yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır.

Namazgah Çeşmesi

Taşkale Mahallesi, Havza Caddesi üzerinde, Namazgâh Camisi'nin bitişiğindedir. Köprülü Mehmet Paşa tarafından XVII. yüzyılda yaptırılmıştır. Çeşmenin sivri kemerli mermer ayna taşı ve önünde yalak taşı bulunmaktadır. Halen ayaktadır.

VEZİRKÖPRÜ EVLERİ

Vezirköprü evleri, yüzyıllar boyunca yerli ve yabancı gezginlerin ilgisini çekmiştir. Kendine özgü kagir karkas yapısıyla içlerindeki ahşap ve kireç kalıplama işçiliği Vezirköprülüler’in ve yapan ustaların ince zevkini yansıtır.

Köprülü Mehmet Paşa ve diğer Köprülüler sayesinde İstanbul’un saray geleneğinin yanı sıra mimari yapısı da Vezirköprü’ye aktarılmıştır. Zenginler, evlerini sarayvari yaptırıp içini de aynı şekilde düzenlemişlerdir. Bugün de bu tarzda yapılan pek çok ev, ilçenin dört bir yanına dağılmış bir şekilde restore edilmeyi beklemektedir.                     

Çınar Ağacı

Orta Cami Mahallesinde polis karakolunun önünde yer alan parkın içindeki ağaca Vezirköprülüler “kavlağan” derler ve kulaktan kulağa dolaşan birçok kavlağan efsanesi anlatırlar. Şehrin ortasında bulunduğundun önemli bir buluşma noktasıdır.

Çamlık

İlçe merkezinde yaklaşık 30 hektarlık bir alandır. Uzun yıllardan bu yana ilçe halkının piknik ve eğlence ihtiyacını gidermiştir. Birçok aile akşam yemeğini yiyip geç saatlere kadar vaktini burada geçirir. Yürüyüş ve bisiklet yollarıyla ilçe halkının oksijen kaynağıdır. Zaman zaman canlı müzik de yapılır. Vezirköprü Belediyesi tarafından 2011 yılında tekrar düzenlenmiştir.

Belediye Parkı

1940’lı yıllara kadar mezarlıkken dönemin belediye başkanı tarafından yoğun muhalefet ve tepkiye rağmen mezarlar kaldırılıp yerine “Belediye Bahçesi” adıyla bir park yapılmıştır. Kurulduğu günlerde şehir gündemini uzun süre meşgul eden park, günümüze şehrin merkezindeki önemli mekanlardandır.

İki çay bahçesi, iki havuzu, çocuk bahçesi ve oturma yerleriyle halkın yaşam devinimine gün boyu tanıklık eder. Özellikle pazarın kurulduğu pazartesi ve cuma günleri dolup taşan park köylerden gelenlerin dinlendiği bir alandır. Aynı zamanda bir buluşma yeridir.

Atatürk Anıtı

1981 yılında zamanın İlçe Kaymakamı Haydar Keskin tarafından temeli atılan Atatürk anıtı, aynı yılın haziran ayında düzenlenen törenle açılmıştır. Anıt 2,60 metre yükseklikte olup projesi Orman Yüksek Mühendisi İsmail Sevcan tarafından yapılan kaideye oturtulmuştur. Anıtı Heykeltraş Rahmi ERTEMİZ yapmıştır. Pirinç dökümü İstanbul’da Mehmet Tevfik KOÇ tarafından yapılmış, Atatürk’ün asker kişiliğine uygun özel bir boya ile haki renge boyanmıştır. Anıtın çevre düzenlemesi 5,5 ayda tamamlanmıştır.

Köprülü Mehmet Paşa Anıtı

Osmanlının en zor yıllarında sadrazam olan Köprülü Mehmet Paşa, Vezirköprülü olduğunu hiçbir zaman unutmamış ve onca uzaklığa ve yoğun çalışmasına rağmen memleketi ile olan bağlarını koparmamış ve halkın sevgisini kazanmıştır. 1958 yılında Vezirköprü halkının yardımlarıyla yaptırılan Köprülü Mehmet Paşa'nın anıtı Belediye Parkı içinde bulunmaktadır.

İlçe Merkezi dışındaki Tarihi ve Turistik Yerler

Kurt Köprü

Vezirköprü ilçesi ile Havza ilçesinin sınırlarını çizen Istavloz Çayı üzerindedir. Havza'nın Kayabaşı (Tahna) Köyü ile Vezirköprü'nün Tekkekıran Köyü’nü birbirine bağlamaktadır. Köprünün 1 km uzağında başka bir antik köprü vardır. Antik köprünün tahrip olması sonucu, bugünkü köprü 13. yüzyılda yapılmış ve çeşitli onarımlarla bu güne kadar ulaşmıştır.

86 metre uzunluğunda, 5 metre genişliğindeki bir yüksek ayak üzerine iki büyük sivri kemerli gözden oluşmaktadır.  İki kemer arasında ve yanlarında olmak üzere sivri kemerli pencere şeklinde toplam üç adet daha kemer bulunmaktadır. Kemerlerin bir tanesinde yer alan mihraba inilen merdiven restorasyon çalışmalarında kapatılmıştır. Çayın iki yamacına gelen kısım, doğal kaya ve toprakla desteklenmiştir. Köprünün geçit kısmı düz olup diğer yerlerinde olduğu gibi tahribata uğramıştır.

Köprünün pencere görünümlü kemerlerinde yer yer Roma ve Bizans dönemine ait mezar stelleri ve mimari parçalarından oluşur. Bunun yanında kesme taş ve düzensiz taşlardan oluşan moloz taş örgü sistemi dikkati çeker. Kemer başlangıçlarından itibaren 13–14. yy.da sıkça rastlanan ve Bizans dönemi mimarisinde de rastlanan üç sıra tuğla, bir sıra kesme taştan oluşan sağlam bir örgü sistemi görülmektedir.  

Türkiye’nin tek mihraplı köprüsü olan tarihi Kurt Köprünün özgün dokusu 2009 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılan restorasyonda zarar görmüştür.

Oymaağaç Höyüğü ( Kutsal Hitit Kenti : Nerik )

Hatti ve Hitit uygarlıklarının kutsal kenti Nerik, Vezirköprü’ye 8 km mesafedeki Oymaağaç Köyü’ndedir. Höyük 2007 yılında Alman Arkeolog Doç.Dr. Rainer Czichon tarafından kazılmaya başlanmıştır. Oymaağaç,  Hititler’in kayıp şehridir. Kuzey Anadolu’daki Hitit varlığını kanıtlayan, Karadeniz Bölgesindeki ilk çivi yazılı tablet burada bulunmuştur.

Hititlerin ünlü kralı III. Hattuşili uzun süre bu kentte kalmıştır ve Kadeş Savaşı’na bu bölgeden asker toplayarak katılmıştır. Savaş dönüşünde evlendiği Puduhepa ile bu kente dönmüş ve burada doğan oğluna “Nerikli” anlamına gelen “Nerikkaili” adını vermiştir. M.Ö. 1275’te kral olan III. Hattuşili, dünyanın ilk yazılı anlaşması olan Kadeş Barışını ünlü kral II. Ramses ile imzalamıştır.

Esenköy Kaya Mezarı    
Paflagon tipi kaya mezarlarının bölgedeki güzel bir örneğidir. M.Ö. 6 yy’da yapıldığı tahmin edilmektedir. Kuzey Anadolu’daki kaya mezarlarının genel özelliklerini taşımaktadır. Ulaşımı kolaydır.

Özyörük Kaya Mezarı

İlçenin kuzeybatısında ilçeye 2o km mesafedeki Özyörük köyündedir. Yöreye özgü Paflagonya tipi anıt kaya mezarları tipindedir. Bir doğal kale formunun üzerinde bulunan anıt mezara, antik bir merdivenle ulaşılabilmekle birlikte; oldukça tehlikeli bir tırmanış olduğundan, teçhizatsız denenmemesi önerilir. (Daha önce çok az kişinin bildiği kaya mezarı, elinizde tuttuğunuz rehber kitapla ilk kez literatürdeki yerini almış oldu.)

OTANTİK KÖYLER

İnkaya

İlçeye 13 km mesafedeki İnkaya Köyü, Vezirköprü ilçesinde bulunan köyler içerisinde mimari dokusunu en iyi koruyan köydür. Bu özelliğini; sıkışık eski yapılar arasına yeni ev yapmak istemeyen köylülerin, bir yeni mahalle oluşturarak, eski mahalleye ev yapmamalarına borçludur.

Sarıdibek ve Tahtaköprü

Vezirköprü’nün 60 km batısındaki en uzak köyleridir. Soruk Vadisi olarak anılan derin bir dere yatağında giyim kuşam ve dokuma kültürünü korumak için adeta gizlenmiş gibidir.  Törensel etnik kıyafetlerinin yanı sıra, gündelik giydikleri allı-pullu giysiler ve  öküzler kullanılarak yapılan tarım, yöreyi bir kültür laboratuarı görüntüsüne bürümektedir. Kara kovan balı, patatesi ve fasulyesi denenmeye değer tatlardır. Yüzyıllardır geleneksel olarak sürdürülen ancak son 30 yıldır yok lmaya terk edilmiş kendine özgü kilimi; 2010  yılından itibaren Vezirköprü Kaymakamı Ozan Balcı ve iki öğretmenin girişimiyle uygulanan bir projeyle tekrar hayata geçirilmiş ve her iki köye dörder tezgahlı birer kilim atölyesi kurulmuştur.

KALELER

Tarih kitaplarında Vezirköprü’deki pek çok kaleden söz edilir. Ancak bunlardan ikisi Vezirköprü Ovasının heryerinden görülen ve görülmesi gereken kalelerdir.

Eğri Kale (Kocakaya Kalesi, Haydar Bey Kalesi)

Kocakaya Köyündedir. Köyden kimi kısımları zorlu, dik bir patikadan yaklaşık bir saat yürüyerek kaleye çıkılır. Kaleye patikayı kaybetmeden çıkmak için bölgeyi bilen birisinin yol göstermesi gereklidir. Köyden bu konuda yardım alınabilir.

Zorlu tırmanıştan sonra, bulutların üzerindeymiş hissi veren kaleden tüm Vezirköprü ovasını ve Altınkaya Baraj Gölü’nü izleyebilirsiniz. Kalede su sarnıcının yanı sıra, yer yer sağlam kalmış burçları ve yapı izleri bulunmaktadır.

Sagylion Kalesi

Büyükkale Köyündedir. Araçla yakınına gidilebilen kaleye bir çok noktadan çıkılabilir. Köyden sonra takip edilecek olan patikayla yarım saatlik bir yürüyüşle kaleye varılır.

Ünlü coğrafyacı Strabon’a göre “Kral Pharnakes’in oğlu Alyattes, krallığını ilan eder. Ordu peşini bırakmaz. Alyattes Sayglion kalesine sığınır; ancak ummadığı bir sürprizle karşılaşır. Alyattes’in buraya sığınabileceğini hesap eden Lykomedes, sarnıcı büyük taşlarla doldurtmuştur. Alyattes uzun süre dayanamaz ve burada öldürülür.”

Kalenin surlarının bir kısmı hala ayaktadır. Alyattes’i susuzluğa mahkûm eden sarnıç halâ taş doludur.

ALTINKAYA BARAJI

Baraj Gezintisi

Altınkaya Baraj Gölü’nün büyük bölümü Vezirköprü sınırları içerisindedir. Neredeyse tüm kıyıları çam ormanları ile kaplı olan baraj gölünün değişik noktalarından teknelerle baraj gölü gezilebilir.

Tekne bulunabilecek yerler; Çeltek köyünde bir feribot, Kuruçay köyünde ise iki feribot… (üç araç ve yaklaşık 40 kişi alabilen, yüzer platform)

Altınkaya Baraj Gölü çevresindeki bir çok yerden baraj gölünün seyri olanaklıdır. Bu seyir alanlarından ilçe merkezine yakın olanları İncirlik Kışlakları ve Kabalı-Kaplancık Seyir alanlarıdır.

İncirli Kışlakları

Vezirköprü ilçe merkezinden 12 km uzaklıktaki Yeşiltepe Köyü’ne, oradan da Altınkaya Baraj Gölü kıyısındaki İncirli kışlaklarına ulaşılır. Tarihi bir kalenin taş merdivenlerini tırmanarak, doyumsuz baraj manzarası ve İncirli kışlaklarının doğal kıvrımlarını seyredebilirsiniz. Kagir kışlak evleri, 200 yıllık taş örgü çeşmesi, tarihi kilise kalıntısı ile eski Rum köyü İncirli’nin yapı kalıntıları size geçmişten hikayeler anlatmak için sabırsızdır.

Kabalı ve Kaplancık Seyirlik Alanları

Vezirköprü ilçe merkezinden 18 km uzaklıktaki Kabalı Köyü’nün mimari ve tarihsel dokusu ile Kaplancık Köyüne kadar yol boyunca Altınkaya Baraj Gölünün görüntülerini görmek mümkündür.

KANYONLAR

Vezirköprü’de biri Altınkaya Baraj Gölü üzerinde olan üç kanyon görülmeye değerdir. Bu kanyonlar fotoğrafçılık, dağcılık, trekking ve kaya tırmanışı sporları için çok uygun yerlerdir.

Şahinkaya Kanyonu

Şahinkaya kanyonu, Altınkaya Baraj Gölü’nün en dar ve etkileyici yeridir. Yaklaşık 2.5 km’lik uzunluğundadır. Bölgede bulunan 3 adet feribot-tekne ile kanyon içine geziler yapılmaktadır.

Şahinkaya Kanyonu tekne gezisi için yerler Çeltek köyünde bir feribot, Kuruçay köyünde ise iki feribot… (3 araç ve yaklaşık 40 kişi alabilen, yüzer platform)

Şahinkaya Kanyonu’nu karadan görmek için birkaç seçenek vardır.

Kızılpelit Köyünden 1.5 saatlik (rehber eşliğinde) yapılacak yürüyüşle Şahinkaya Kanyonunu gören noktalara çıkılabilir. Ayrıca, Türkmen köyü’nden alınabilecek rehber eşliğinde; Türkmen Köyü Kepez mevkiine ulaşıldığında; Şahinkaya Kanyonu’nu Vezirköprü yakasından izleyebilirsiniz.

Istavloz Kanyonları

Varadoy Kanyonu

Köprübaşı barajı çıkışıyla başlayan kanyon, yer yer birkaç metreye kadar daralan yapısıyla 4 km’lik zorlu yolculuk sonunda  12.yy’dan kalma Kurtköprü’ye ulaşır.

Kayalı Kanyonu

İlçe Merkezinden yaklaşık 5 km uzaklıktaki Kayalı Kanyonu, aşağı ve yukarı boğaz olmak üzere iki kısımdan oluşur. Çalköy’den başlayıp Akçay’a kadar süren 6,5 km boyunca Gökgöl, Atgölü, Sacayak gölü gibi göllerden geçiyorsunuz. (ancak şimdilerde yöredeki taş ve kum ocağı anılan bu göl formlarını yok etmiştir) Eski su değirmenlerinin savaklarında serinleyip dönen taşın tıkırtısıyla coşuyorsunuz. Kerem’in mağarası ve Yerköprü’yü geçip Hünkâr köşkünde tarihi soluyorsunuz. Çetinatlak,  adı gibi çetin gizemli bir başlangıç sunar size, arkanızda Elmacı’nın tahta köprüsünü alıp kayaya oyulmuş eski su kanalını takip ederek sürdürsünüz macerayı. (Ancak Istavroz Çayı vadisi ve kanyonları, son birkaç yıldır taşocaklarının tehdidi altındadır ve özeliğini hızla yitirmektedir)

YAYLALAR-MESİRELER

Kunduz Dağı

Vezirköprü ilçe merkezinden 50 km. uzaklıktadır.

Ortalama yükseltisi 1100–1500 m arasındadır. En yüksek yeri, 1791 m ile Keltepe’dir. 1100 m’den itibaren nemli ormanlar yayılış gösterir. Bu yükseltilerde kayın (fagus orientalis), sarıçam (pinus sylvestris) ve bunlar arasında dağınık halde bulunan akçaağaç (acer campstre), ıhlamur (tilia rubra), gürgen (carpinus orientalis), kızılcık (cornus mas), yabani fındık (corylus avellana) ve muşmula (mespilus germanica) gibi ağaççık topluluklarına rastlanılmaktadır. Ormanaltı formasyonları olarak, kaplanotu (doronicum orientale) ve eğrelti (pteridium aquilinum) gibi otsu türler yaygın şekilde bulunmaktadır.

1500 m’den sonra Keltepe’ye (1791 m) kadar ağaç toplulukları yerini otsu formasyonlara bırakmaktadır.Kunduz Dağı’nın iklim tipi, kışları soğuk ve kar yağışlı; yaz ayları ise serin ve az yağışlı geçmektedir. Kasım ayından itibaren başlayan kar yağışları 4–5 ay kadar yerde kalabilmektedir. Kar örtüsü kalınlığı, yıldan yıla değişen mevsimlik hava durumlarına bağlı olarak 1-3 m’ye kadar ulaşır.

Vezirköprü’ de Kunduz Dağı ve ormanları dağ turizmi için ideal bir mekândır. Ulaşım kolaylıkla sağlanmaktadır. Yol boyunca çam ağaçlarının eşsiz güzelliği, dağ çiçeklerinin kokusu adeta insanı büyülemektedir. Mola verip kuşların sizler için bestelediği huzur veren şarkılarını dinleyebilirsiniz. Yol kenarlarındaki böğürtlenler tadına doyulmaz lezzettedir.

Kunduz Dağı’na Mayıs ayı sonundan başlayarak eylül ayı ortalarına kadar gidilebilinmektedir. Haziran sonlarından eylül ortalarına kadarki dönem en yoğun zamanlardır. Sıcaklıkların arttığı bu dönemde özellikle hafta sonlarında gelenlerin sayısında önemli artışlar kaydedilmektedir.  Buraya bilhassa son yıllarda yoğun talep olmaktadır. Samsun il merkezinden özel turlar aracılığıyla, 35- 45’ er kişilik gruplar halinde, günübirlik geziler düzenlenmektedir. Günlük gelenlerin yaklaşık % 90’ı özel otomobilleriyle, geri kalan % 10’luk kısım ise özel tur araçlarıyla gelmektedirler. Kunduz Dağı zaman zaman yurtdışından da ziyaretçiler ağırlar.

Kunduz Dağı’na gelenler konaklamak için kamp ya da çadır kurabilirler. Karavanda veya çadırda kalmak isteyenler Soğuksu Dinlenme Tesisleri’nin bulunduğu kesimi tercih edebilirler. Burada yemek ve çeşitli ihtiyaçların giderilebileceği tesisler bulunmaktadır.  

Kunduz Dağı’nda doğal manzarayı seyretme, piknik yapma ve dinlenme gibi faaliyetlerin yanı sıra; sportif faaliyetler (voleybol, futbol..), bisiklet sürme, hiking (günübirlik doğa gezisi ), trekking (uzun doğa yürüyüşü) , kuş izleme ve avcılık; milli parklar,hayvanat bahçesi, festivaller, yaz konserleri, büyük spor kampüsleri ve diğer faaliyetler için değerlendirilebilecek ortamlar da bulunmaktadır.

Haziran-eylül ayları arası en fantastik manzaraların görülebileceği, sportif faaliyetlerin yapılabileceği bir dönemdir. Ayrıca bu dönemlerde hemen hemen her sabah serin ve temiz havayı teneffüs etmek, açık gökyüzünü seyretmek ve yeşilin kokusunu duymak olanaklıdır. Görüldüğü gibi Kunduz Dağı çeşitli faaliyetler için uygun ortamlar sunmaktadır. Kunduz Ovacık Orman İşletmesi Kampüsü içerisinde yakın zamana dek 67 yataklı bir otel bulunmaktaydı. Şimdilerde kullanılamaz durumdaki otelin yerine, yenisinin yapılması düşünülmektedir.

 Geyik Üretme Çiftliği

Yaban yaşamının en zarif canlıları olan geyiklerin doğal yapıyla özdeş bir ortamda üretimlerinin sağlandığı ender bir çiftliktir. Geyikleri sessiz, huzurlu ve doğal ortamlarında izleyebilir; onların ürkekliği ve sizin şaşkınlığınızla oluşan muhteşem atmosferde güzel anlar yaşayabilirsiniz.

Soğuksu Kamp Alanı

30 hektarlık alan içerisinde, içinden Soğuksu deresinin geçtiği kamp alanında kendi çadırınızı kurabileceğiniz gibi, üçer kişilik sabit çadırlardan da yararlanabilirsiniz. İşletimi şahsa ait olan kampta, kahvaltının yanı sıra kuzu çevirme gibi talepleriniz de yerine getiriliyor.

Yılanlı (Uzunoluk) Piknik Alanı

Kunduz yolu üzerindeki Yılanlı, Vezirköprülü piknikçilerin sonradan keşfettikleri orman alanıdır.Hava sıcaklığı ilçe merkezinden yaklaşık 10–15 derece düşük olan Yılanlı; alanının geniş olması, uzun yürüyüşlere olanak vermesi ve eşsiz doğasıyla daha uzun yıllar cazibe merkezi olmayı sürdürecektir.

Sarıçiçek Yangın Gözetleme Kulesi (Ağaç Ev)

Geyik üretme çiftliğine gidip de Sarıçiçek Yangın Gözetleme kulesini görmeden dönmek olmaz. Kunduz ve orman denizi içerisinde ulu ağaçlar üzerindeki gözetleme kulesi, tüm Kunduz’u bin bir renk cümbüşünde gözlerimizin önüne serer. Bir de günbatımını kuleden izlerseniz, yaşamınızdaki ender anlardan birine tanık olursunuz.

Tavşandağı Yaylaları

Vezirköprü’nün güney sınırları boyunca devam eden dağ silsilesidir. Orman dokusu ve su kaynaklarının çokluğu nedeniyle yaylacılık için oldukça uygundur. Vezirköprü’nün iki önemli akarsuyu (İstavloz ve Uluçay) bu dağdan doğar. Tavşan Dağı’nda neredeyse her köyün yaylası bulunur.

Çaputlu

Narlısaray Beldesi sınırları içerisindeki Çaputlu mesiresi, Vezirköprü Kaymakamlığı ve Narlısaray Belediyesi işbirliği ile piknik alanı olarak düzenlenmiştir. Havaların ısınmaya başladığı nisan ve mayıs aylarında oldukça ilgi görür. Düzenli çeşmeleri, tuvaletleri, çocuklar için oyun alanları, piknikçilerin işlerini bir hayli kolaylaştırır. Ulaşımının kolay oluşu baraj ve balık lokantalarına yakınlığı cazibesini artıran önemli unsurlardır.

Çeltek

Mart ayının başından itibaren Çeltek ağaçlandırma alanı ve baraj kıyısı ilgi görür. Zira burası nispeten sıcaktır. Baraj kıyısı olduğundan tüm yaz mevsimi boyunca ziyaretçisi eksik olmaz.

Gölbel

Gölbel, birkaç gölcüğün en büyüğüdür. Kunduz ormanları eteğindeki Gölbel, küçük bir kuş cennetidir. Yüzlerce çeşit kuşun bir arada yaşadığı sazlıklar arasında, siz de anne bir ördeğe eşlik edip yavrularını nazlı nazlı gezintiye çıkarabilirsiniz. Onların yiyecek bulma telaşına ortak olabilir, günlük devinimleri içerisinde onları izleyebilirsiniz.  Bu kuş cennetinin derin sessizliğini bozan yalnızca kuş sesidir.